إِذَا الشَّمْسُ كُوِّرَتْ

Güneş büzülüp dürüldüğünde
وَإِذَا النُّجُومُ انْكَدَرَتْ

Yıldızlar ışıklarını yitirdiğinde
وَإِذَا الْجِبَالُ سُيِّرَتْ

Dağlar yürütüldüğünde
وَإِذَا الْعِشَارُ عُطِّلَتْ

O bakmaya kıyılmayan develer kendi hallerine bırakıldığında
وَإِذَا الْوُحُوشُ حُشِرَتْ

Vahşi hayvanlar bir araya toplandığında
وَإِذَا الْبِحَارُ سُجِّرَتْ

Denizler kaynatıldığında
وَإِذَا النُّفُوسُ زُوِّجَتْ

Benlikler çiftleştirildiğinde
وَإِذَا الْمَوْءُودَةُ سُئِلَتْ

O diri diri gömülen kız çocuğuna sorulduğunda
بِأَيِّ ذَنْبٍ قُتِلَتْ

Hangi günah yüzünden öldürüldü diye!
وَإِذَا الصُّحُفُ نُشِرَتْ

Sayfalar açılıp göz önüne konduğunda
Load More